1600lerin başında Rojava: Farklı bir isyanın öyküsü

Gündemle biraz alakalı, Osmanlı’daki isyan tarihini ve bu isyanların yapısını çok fazla konuşmuyoruz. IŞİD’in Irak’ta ilerlemesi ve diğer yandan bunun farklı sınırlar içerisinde bulunan Kürt yönetimleri için bunun ne anlama geldiği sorusu bu haftanın en önemli konusuydu. Ortadoğu’daki karışıklık, makro siyasetin ustası muktedirin entelijansı tarafından hep Osmanlı geçmişine atıfta bulunularak tartışılırken, konuyu biraz da “halkların tarihi” açısından değerlendireyim ve bugünün politik mevzularıyla tarih arasında en azından hikayevari bir paralellik kurayım istedim ve bu vesileyle Osmanlı tarihi içinde de çok özgün bir isyan tarihi olan 1600lerin Rojavasını işlemeye karar verdim.

Devlete-isyan-Eden-Celaliler1

Okumaya devam et

genç siviller ve pragmatizmin batağı

attığım başlıkla sizleri biraz 70lere götürerek, aydınlık sosyalist derginin ayrılığı özelinde, mahir çayan çevresinin, doğu perinçek çevresi ile ideolojik polemiklerini hatırlatmak istedim. ancak bu yazımda sol içi ideolojik bir ayrılıktan bahsetmeyeceğim. bahsedeceğim şey genç sivillerin artık bir çok politik alana nüfuz etmiş politik pragmatizmi. yazının 70lerin polemikleri ile tek bağlantısı ise benim buna karşı takındığım, internetlerde insanları canından bezdiren, saldırganlık ve bıçkınlığım.

son bir kaç aydır genç siviller ve bu grupla ilinti olan insanları özellikle twitterdan takip ederek komik bulduğum söylemlerini “dadaist liberalizm” terimiyle diyezlemeyi (hashtag) kendime görev edindim. benim için önemli olan, her dadaist liberal söyleminin kendine has bir politik arızayı temsil etmesi ve bunların tartışılması iken, konuşulmayan şey bu, yeni yeni dallanıp budaklanan liberal hareketin diğer alanlara difüzyonu ve genel arızaların buralardaki izdüşümü.

Okumaya devam et

ahlaki tedhiş stratejisi kapsamında yalan haber (mukaddime’ye giriş)

kck kapsamında kürt gazeteci ve politikacılarının yanı sıra sosyalistlerin de tahkikat altına alındığı şu günlerde, muhazafazakar basının propaganda konusunda şirazeden çıkmasına da şaşırmamak gerek.

ya haber kaynağını sorgulamamak, veyahut da bilinçli olarak karalama amaçlı olarak yazılmış akit gazetesi manşeti bunun en adi göstergesi idi.

ancak hikaye sadece “akit’in propagandası” açıklamasıyla bitmiyor. olayın geçmişi mevcut.

Okumaya devam et

sağ tahayyülün kültür endüstrisi (“şefkat tepe” gerçekliğinin sefaleti)

“maalesef bourdieucü” yoldaşımız (ehuehe) emrah göker’in istifhanesinde son günlerde kürt sorunu ve devletin bunu çözme stratejisi ile ilgili bir kaç yazı çıktı. kendi yazdıklarının yanı sıra, mesut yeğen’in stardaki yazılarına yer verdi. sorunun kafalarda şekillenmesi açısından gayet başarılı ve beyin açıcı yazılar.

bunların içinde devletin kürt sorunu bireysel haklar düzleme çekerek toplumsal talepleri etkisizleştirme stratejisine karşı bdp’nin direnişi ve dolayısıyla kürt sorununda yükselen gerilim ve elbet ki güncel zulümü anlamamızda gayet yol gösterici.

işin bu kısmının yanı sıra, devletin kürt stratejisinde medyanın kullanımı ile yaratılan ahlaki panik ya da göker’in ağzından ‘Muhafazakâr Basının Ahlakî Tedhiş Stratejisi‘nden bahsediliyor. muhafazakar medyanın özellikle büşra ersanlı  ve avukat tutuklamaları  konusunda azıtmış olmasının dışında, samanyolu tv’nin dini-militarist dizilerinin kurgusundan da bahseden göker’in gösterdiği yolda, iktidarın sağ epistemolojik  kültür endüstrisine bir durum çözümlemesi ile katkıda bulunmak istiyorum.

şefkat tepe: sezon 2 bölüm 40 (29/10/2011)

Okumaya devam et

halkın malumatı var (epistemoloji nedir, ontoloji nedir)

tartışmak istediğim güncel olaylar çok birikti, ileride çok kullanacağım için hikmete bir giriş, bilgi nedir nasıl ulaşırı daha da özel olarak epistemoloji nedir ontoloji nedir sorularını muktedirimizin inkarları üzerinden anlatmaya karar verdim.

alanım değil naçizane, bu bakımdan terimleri tahrif ediyorsam affola. Okumaya devam et